L-KARNİTİN. ETKİSİ, KULLANIMI VE DOZAJI. AYNI ANDA HEM YAĞ YAKICI HEM KAS YAPICI.

    

L-Carnitine yaygın olarak yağ yakıcı olarak bilinir ve L-Carnitine'in yaşam süreçleri için önemine dair araştırmalarda, ilk keşfedilen anabolik (kas geliştirme) potansiyeli olduğunun farkında olan çok az kişi vardır. L-Karnitini ve anabolik aktivitesini daha yakından inceleyelim.

 

1. L-Karnitin Eksikliği

 

İnsan vücudundaki L-Karnitin sentezinin etkinliği düşük olduğu için, bileşiğin diyetle desteklenmesi gerekir. Vücut, bir yaşından sonra L-Karnitini sentezleme yeteneğine sahip olur ve anne sütü, yaşamın ilk birkaç ayında bunun ana kaynağıdır. Bu, erken doğan bebekleri ve sütle beslenen bebekleri, özellikle L-Karnitin eksikliğine yatkın hale getirir. Aşağıdaki nedenlerden de eksiklikler ortaya çıkabilir:

 

  • Genetik bozukluklar (L-Karnitinin taşınmasından sorumlu proteinin eksikliği)
  • Yanlış beslenme (örneğin vejetaryenler)
  • Bazı hastalıklarda parenteral beslenme veya eliminasyon diyeti (örneğin diyabet)
  • Yaşlanma
  • Kronik ishaller ve bazı ilaçların (örneğin akneye karşı) ve diyaliz tedavisi gören hastalarda.

 

Yetişkin bir kişinin vücudunda kaslarda depolananın yaklaşık %98'i, 20 g L-Karnitindir. L-Karnitin eksikliği miyopatiye, yani kas güçsüzlüğü ve atrofi gösteren bir kas hastalığına yol açar. Bir anabolik ajan olarak, L-Karnitin esas olarak belirli miyopati formlarını tedavi etmek için kullanılır ve diyalizoterapide ikame prosedürlerinde uygulama alanı bulundu. Erken doğmuş bebeklerin ve bebeklerin fiziksel gelişimlerinin arttırılması için tavsiye edilir ve beslenmemiş çocuklarda protein kullanımını ve kilo artışını geliştirmek için kullanılır. Son olarak, L-Carnitine, geriatriklerde yaşa bağlı kas güçsüzlüğü ve kas kütle kaybını yavaşlatmak için kullanılır.

 

2. Bir Yağ Yakıcı Olarak L-Carnitine

 

Sporcular üzerinde yapılan çalışmalar, L-Karnitinin yağ yakıcı özelliklerini doğruladı. Uzun süreli efora maruz kalınırsa, iskelet kasları ve kalp, ilk olarak yanan yağdan gelen enerjiyi kullanır. L-Karnitin, sporculara aerobik kapasitelerini ve zindeliğini artırmak ve uzun fiziksel çalışma sırasında kas glikojenini korumak için verilir. L-Karnitin takviyesinin, enerji miktarını düşürürken, aynı zamanda yağ miktarını önemli ölçüde düşürdüğü, ancak genel vücut ağırlığına etkisi olmadığı belirtildi.

 

3. L-Karnitinin Etkisi

 

L-Karnitinin asıl görevi, yakma işlemleri için gerekli olan yağ asitlerini taşımaktır. Ek olarak, madde amino asitlerin metabolizmasına ve asetilkolin üretimine katılır ve biyolojik membranları (kas liflerini tahribata karşı koruyarak) stabilize eder. Bütün bunlar anabolik süreçler için önemli olabilir, çünkü çok yüksek miktarda ATP ve protein sentezinin uyarılması, yağ asitlerinin verimli yanmasıyla sağlanır. Özelleşmiş dokularda (örneğin, yağ dokusu) biriken yağ asitleri, lipotoksisite olarak bilinen bu tür dokuların hücrelerine toksiktir. Aynı ilke, L-Karnitin eksikliğinin neden kas atrofisine neden olduğunu açıklayan kas lifleri için de geçerlidir. Yağ asitlerini bağlayarak, L-Carnitine onları yanmaya hazırlamaz, aynı zamanda toksisiteden mahrum eder.

 

4. L-Karnitinin Anabolik aktivitesi

 

Yaygın olarak yağ yakıcı olarak kullanılan L-Karnitin ayrıca dokularda protein emilimini ve depolanmasını arttırdığı bilinen çok etkili bir anaboliktir. L-Karnitinin anabolik aktivitesi, diğerleri arasında, dayanıklılık sporcuları üzerine yapılan son testlerin sonuçları ile doğrulanır.

Örneğin, L-Carnitine takviyesinin sprint testlerinde ölçülen kuvvet parametrelerinin iyileştirilmesi üzerindeki etkisine ilişkin çalışmalarda (Jacobs, 2010), dayanıklılık sporcularına farklı L-Karnitin dozları veya selüloz (plasebo) verilmiştir. En yüksek güç ve kasların ortalama kuvvetindeki, plasebo grubuyla karşılaştırıldığında en büyük iyileşme, en düşük L-Karnitin dozunu (1.5 g) alan grupta görülmüş olup, 3.0 ve 4.5 g'lerin etkisiz kaldığı bildirilmiştir.

Başka bir çalışmada (Stephens, 2013), rekreasyon sporcuları günde iki kez 80 g karbonhidrat veya 80 g karbonhidrat ve 2 g L-Karnitin almıştır. 12 hafta süren denemenin bitiminden sonra, “karbonhidrat” grubundan kişilerin ortalama 1.8 kg yağ kazandığı ve aynı zamanda 200 g yağsız vücut kütlesini kaybettiği ortaya çıkmıştır. Öte yandan, “karbonhidrat ve karnitin” grubunda ise, aynı anda ortalama kas kütlesinin 400 gram büyümesiyle yağ ağırlığı artmamıştır.

L-Karnitinin kas büyümesi üzerine olumlu bir etkisi de 100 yaşındaki gönüllüler üzerine yapılan bir çalışmada kanıtlanmıştır (Malaguarner, 2007). Yaşlılar, biri günde bir kez L-Karnitin, diğeri de plasebo alan iki gruba ayrıldı. Altı aylık bir takviyenin ardından, plasebo grubundaki hem yağ hem de yağsız vücut kütlesinin arttığı, L-Karnitin grubunda ise yağ kütlesinin düşmesiyle aynı anda kas kütlesinde büyüme meydana geldiği kaydedilmiştir.

 

5. L-Karnitine Karşı Anabolik ve Katabolik Hormonlar

 

Testosteron

 

Testosteron, L-Karnitin üretimini uyarır. Testosteron uygulaması, L-Karnitinin doğrusal artışına neden olur, yani, testosteron dozu arttıkça, L-Karnitin konsantrasyonu artar. Yani L-Karnitin uygulamasının testosteron seviyelerini arttırdığı anlamına gelir.

Genç, dinamik sporcular üzerinde yapılan çalışmalardan birinde (Kraemer, 2006), günde bir kez 2 g L-Karnitin verilmiştir. Üç haftalık tedaviden sonra, karnitin grubunda, hem antrenman öncesi hem de antrenman sonrası testosteron seviyesi plasebo grubundan daha yüksek, kortizol seviyesi ise düşüktü. Ayrıca, plasebo grubuyla karşılaştırıldığında, karnitin grubundan gelen sporcuların, antrenman sonrası konsantrasyonun %25 oranında artmasıyla daha fazla androjen reseptörüne (yaklaşık olarak% 25) sahip oldukları gösterilmiştir. Yukarıda belirtilenler sporcular için önemlidir, kaslardaki protein içeriği arttıkça, gelişim hızlanır ve kas boyutu büyür.

 

Kortizol

 

L-Karnitin ve kortizol arasındaki ilişkilere bağlı testler (Alesci ve Manoli, 2004), L-Karnitinin, kortizol türevlerinin glukokortikoid reseptörlerine bağlanmasını engellerken, bu reseptörlerin kendisini bağladığını da engellediğini göstermiştir. Bağlanmanın etkisi farklı dokularda farklıdır. Bağışıklık sistemi hücrelerinde, L-Karnitin, kortizole benzer şekilde etki eder. Bununla birlikte, kemik hücrelerinde, kortizolün tersi olan, kas ve kemik kütlesini olumlu yönde etkileyen etkiler oluşturmaktadır. Bu nedenle, L-Karnitinin kortizolün katabolik aktivitesini inhibe ettiği varsayılabilir.

 

IGF-1

 

L-Carnitine, diğerlerinin yanı sıra, en güçlü anabolik doku hormonu olan insülin benzeri büyüme faktörü-1'in (IGF-1) sentezini stimüle ederek kasların gelişimi ve büyümesi üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Ek olarak, araştırmalar (Keller, 2011 ve 2013) karnitinin kas yıkımından sorumlu katabolik aktiviteleri inhibe ettiğini göstermektedir.

 

Diğer hormonlar

 

L-Karnitin, IL-1 beta ve TNF alfa dahil katabolik doku hormonlarını düşürürken, bir başka güçlü anabolik hormon olan nitrik oksit seviyesini arttırır. Bu temelde, karnitinin, üretimi engellediği ve kas gelişimini engelleyen bir protein olan myostatinin aktivitesini bastırdığı varsayılmaktadır.

 

6. L-Karnitin Dozajı

 

Doğru hızda büyümek için kasların uygun miktarlarda L-Karnitine ve kreatine ihtiyacı vardır. Sorun şu ki, L-Karnitini saklama kabiliyetleri muhtemelen kreatin depolama kabiliyetlerinden daha gelişmiştir, fakat bir öncekinden yaklaşık üç kat daha masraflıdır. Genellikle, takviye sürekli olduğu sürece, günde 4 veya 5 gram kreatin, kasları tam olarak doyurmaya yeter. L-Karnitine gelince, günde 100 mg / 1 kg vücut kütlesi ile 4 haftalık takviye sonrasında tam kas doygunluğu elde edilir. Ortalama bir sporcu için yukarıdaki, günde 8 kapsül Olimp L-Carnitine 1500 Extreme anlamına gelir. Düşük bir doz daha uzun bir takviye süresinden sonra kasların tam doygunluğuna yol açacaktır. Yukarıdakiler göz önüne alındığında, sırasıyla 4 ve 2 gram günlük bir dozda sürekli kreatin ve L-Karnitin uygulaması (örneğin 4 kapak Creatine artı 2 kapak L-Carnitine) kuvvet sporcuları için en uygunu görünüyor.